Kısa bir ara...

Uzun zamandır yazamıyorum,aslında konular da birikti ama bu sıralar Ankara Üniversitelerarası müsabakaların zamanı ve takımıma daha fazla zaman ayırıyorum ama daha güncel konuları irdeleyeceğim.

médico

Türk İnsanı Ve Türk Doktoru

Şu ana kadar yazdığım yazılara paralel bir konu bu bence.

Bu konuyu yazmak ne zamandır aklımda ama bugün medimagazin.com da okuduğum bu haber http://www.medimagazin.com.tr/hekim/genel/tr-acil-doktorlari-yine-siddete-maruz-kaldi-2-12-27369.html  içimi bir kez daha ateşledi.

Ne istiyoruz doktorlardan da neyi alamıyoruz?
Hastamızın ölmesini neden kabullenemiyoruz?
Hastamız evinde öldüğünde ecel oluyor ve suçlu olmuyorken kimse hastanede öldüğünde neden sağlık personeli otomatik olarak tek suçlu oluyor?
Hoşgörümüzü bu kadar mı yitirdik?

Daha bir sürü soru sorup konuyu irdeleyebiliriz ama kime neyi anlatıyoruz ki. Dinleyici kitlemiz kim? Geniş Aile dizisinin bir önceki bölümünde dahi doktora isyan hatta darbı andıran görüntüler yokmuydu?Bunlar insanlarda normal olduğu gibi bir izlenim oluşturmaz mı?

Şimdi şunu herkes kabul etmeli,her meslekte çürük olabilir,her meslekte mesleğini suistimal edenler olabilir ama herkesi aynı kefeye koyup ona göre davranmak da neyin nesi? Yada size göre en art niyetli doktorun dahi sizin en kritik anınızda-canınızın söz konusu olduğu bir durumda-sizi umursamayıp,ciddiye almayacağını nasıl düşünürsünüz? Bunu düşünmek aslında sizin içinizin bozulmuşluğu değilmidir? Sizce doktorlar mesleğe geçtikleri an kişiliklerini kaybedip amiyane tabirle paragöz olup ,nerden geldiklerini unutup,insanüstü varlıklar mı oluyor? Yokmu yüzlerce iyi doktorumuz,ücretsiz il il gezip tedavi yapan doktorlarımız? Kaçımız takdir etti bu doktorları? 
Bir hatayı koca Tıp camiasına mal eden vicadan yoksunu kimseler o zaman neredeler?


Sorumsuz davranan ve cana mal olacak hatalar yapan doktor zaten yeteri kadar ceza çekiyor.Vicdan taşır her insan vicdan,onu ne kadar yoksayabilirsiniz ki? 
Her türlü cezadan darptan daha ağır değil midir ömür boyu ızdırap. 
Hukukun kestiği cezayı ,tazminatı falan saymıyorum ben işin insanlık kısmındayım.

Şimdi ben burada hata yapan doktorlara sahip çıkıp,gözümü gerçeklere kapatmış gibi algılanmakta istemem.
Hatanın cezası ayrıdır ve o cezayı kimse kendi kesemez.
Bu sınırlarda adalete inanıyor ve kendimizi ona teslim etmişsek en acı anlarımızda da ona başvurmalıyız.O zaman hata yapan doktoru kimse korumaz zaten ama dövmek 3. Dünya ülkelerinde bile nadir rastlanan bir durum olsa gerek.

Herkes üzerine düşeni yapmalı ve insalığımızı kaybetmemeliyiz diye düşünüyorum.




médico

Türkiye'de Tıp Fakültesi Öğrencisi Olmak

Türkiye'de dedim başlıkta ama tabii yurtdışını bildiğimden değil.Hep okurdum öğrenciye sorulan soruları sürekli aynı soruların sorulduğunu falan ,bunlar bugüne kadar çok önemsemedim çünkü insanlar benim geleceğimdeki alternatiflerimi tercihlerimi benim kadar iyi bilmek zorunda değil hatta bunu sormaları bence güzel de bir durum sayılabilir,öğrenmeye çalışması ilgi duyması mesela.

Ama bu tatilde bir kez daha şahit oldum ki Türkiye'de bırak tıp fakültesi öğrencisine saygıyı pratisyen hekime saygı olmadığını. Herhangi bir pratisyen meslektaşıma laf söylendiğinde ben huzursuz oluyorum yada onun yaptığı bir hata konuşulduğunda geriliyorum belki sebebi ileride bende pratisyen olacağım ama kısa süre ama uzun süre yada bende hata yapmak durumunda kalabilirim o zaman arkamdan konuşulacakları duyar gibi oluyorum.Zaten tıp fakültesi tercih etmeden internette şöyle bir gezinseniz doktora olan saygıyı hissetseniz! tercihinizi tekrar tekrar sorgularsınız eminim.

Hangi meslek dalında okuldan mezun olunduğu anda insanlar profesör seviyesinde oluyor bunu sorgulamak lazım gerçi insanımızda şu konuda haklı olabilir diğer mesleklerde yanınızda hatanızı kapatacak bir arkadaşınız veya yeterli zamanınız olabilir belkide tıbbın hata kaldırmaması  oluşabilecek acil durumda nokta müdahale gerekliliği.

Bizde öğrenciye ,doktora sorulan ayak üstü sorular vardır.Şu beş yıllık eğitimim boyunca anladığım yüzde doksan beş denemek için soruluyor sorular çünkü insanımız cevabını biliyor ama canı değerli olduğundan daha öğrenciyken denemeye başlıyor sizi. Ben bunu bildiğimden genelde sorulan sorulara yuvarlak cevaplar vermeyi tercih ediyorum.Nasıl tercih etmeyeyim Genel Cerrahi Profesörü bir hocamızın muayene ederek teşhis koyduğu bir hasta benden otururken teşhis ve tedavi bekliyor hatta ameliyat olmadan da nasıl yaparım diye akıl istiyor.Tabi bunlar bana ne kadar ciddi söylüyor o da ayrı muamma:)

Daha önce de belirtmiştim Türkiye'de sağlık yapılanması pratisyen hekime daha çok değer verecek,onu daha da işlevsel hale getirecek şekilde değişiyor,değişmek zorunda...Ama insanımızdaki pratisyen algısı ne zamana kadar olumsuz devam eder bu konuda birşey söylemek sanırım erken.

médico

Aile Hekimliği

Aile hekimliği uygulaması ülkemizde 1 Kasım tarihinde uygulanmaya başlıyor.
Aile hekimi; yaş veya cinsiyeti ne olursa olsun,kişiyi bir bütün olarak incelemek için eğitilmiştir. Akut ve kronik hastalıkların tedavi edilmesine ek olarak, hastalıkların gelişmesini önlemek amacıyla düzenli sağlık taramalarını gerçekleştirir ve sağlıkla ilgili konularda danışmanlık hizmetini sağlar. Aile hekimi tarafından tespit edilen sağlık sorununun tedavisi, başka bir uzmanlık dalını ilgilendiriyor ve spesifik tedavi gerektiriyorsa, kişinin bu hizmete ulaşmasında koordinasyonun sağlanması da aile hekiminin görevidir.

Şüphesiz başlayacek bu uygulama; Türk halkı için son yıllarda sağlık sistemindeki seri değişikliklerin belki de en önemlisine alışmak açısından zor olacak. Ama bu değişikliğin üniversite hastanelerindeki yükü azaltarak,kontrolü kolay hastalıkların daha ilk kademede tedavisinin yapılmasını içeriyor basitçe.Pratisyen hekim kendisini aşmadan sevk etmeyecek hastasını ve hastanelerde aslışık olduğumuz o kuyrukları görmeyeceğiz artık diye umuyoruz bu sistemle .

Bu sistem yurtdışındaki gibi tıkır tıkır işler işlemez bunu şimdiden kestirmek zor tabi ama beni bir tabip adayı olarak sevindiren kısmı artık pratisyen kalmanın bir ayıp değil tercih olacak ileride.Gerçi şuan aile hekimliği uygulamasında istihdam olacak doktorlar ek eğitimlerden geçerek,asistanlık yaparak ,aile hekimi uzmanı sıfatıyla yapacaklar ama ileride Tıp fakültesinden mezun olan tabiplerin direk aile hekimi olarak başlayabileceğini düşünüyorum. 


Haber Kaynağım,internethaber.com...






Can Yücel

 Belki klasik ama Can Yücel'in sevdiğim bir şiirini paylaşmak isterim,

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin

Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün
Gülebildiğin kadar mutlusun
üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin
işte budur hayat!
işte budur yaşamak
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

Sevdiğin
Kadar
Sevilirsin

médico

Sigara Ve Gelecek


Çocuğuna beş katlı bir apartman bırakacağına,sigarasız bir yaşam bırak...
                                                                       Patoloji Profesörü

Anlamsız Olsa Gerek

Son zamanlarda gençlerin uğrak yeri sözlüklerde bir tartışma almış başını gidiyor,gerçi bu her zaman vardı ama sanki sıklaşmış gibi geldi bana.Tartışma beni de ilgilendirdiği için orada sorulan soruları,ithamları kendimde aradım.

Tartışmanın özeti de aslında şu; Tıp fakültesi ve Hukuk fakültesi öğrencileri, çalışma süreleri, çalıştıkları notların kalınlıkları, diğer öğrencilerle kıyaslamaları...

Bence çok kısır ve gereksiz bir tartışma,burada alan adı belirtip kimseyle karşı karşıya gelmek niyetinde değilim. Mezuniyetten sonra hukukçuların gece mesailerini,doktorun ayda 10-15 gece nöbetini düşünüp kendini diğer mesleklerden üstün görmek de anlamsız.
                                                                   ***
Şimdi ben tıp fakültesi öğrencisiyim ama buraya bilerek geldim;nöbet tutacağımı da,derslere çok fazla efor sarfetmem gerektiğini de,bunun için de kendimi talihsiz bahtsız görmek niyetinde değilim.Nice bölümler var puanları tıp fakültesine yakın veya denk.
                                                                  ***
Tıp fakültesi veya Hukuk fakültesi seçen arkadaş bilinçli olarak seçmiş olmalı ki ondan sonra çektiği sınav stresini sağda solda ağlayarak, zor diye kıvranıp, biri 100 sayfa nota fazla dedi diye sinirlenip, ne yani ben 1000 sayfa çalışıyorum triplerine girmemesi lazım.
                                                                  ***
Ayrıca evet tıp önemlidir, hukuk önemlidir ama en önemlisinin her zaman eğitim sektörünün mimarları öğretmenlerimiz olduğu kanaatindeyim.
                                                                  ***
Sanane kim ne derse desin dediğinizi duyar gibiyim ama sizlerde internette sizin mesleğiniz hakkında yazılanları okusanız, sizde yazılanları okuduğunuz da şaşırsanız, sizde nerede yanlış var, nerede düzeltilmeye gerek duyulan problemler var diye sorgulamaya başlarsınız sistemi.
                                                                  ***
Evet belki benim bahsettiğim problemlerin kaynağının da basiti ama düşünebiliyormusunuz biz şuan yaşıtlarımızla bu kadar basit bir konuda sırf ego tatmini için ayrışıyoruz, bize karşı kendimizin sebep olduğu bir cephe oluşturuyoruz. Ondan sonra neden hukukçu ve tıpçılar sevilmiyor diyoruz. Nedeni açık değil mi?

Tıp sektöründeyseniz insanın en kritik anında yanındasınız demektir,
Hukukla ilgileniyorsanız vereceğiniz kararların neleri etkileyeceğini,neleri değiştireceğini bilirsiniz.
                                                                 ***
Egomuzu tatmin için daha verimli yollar var mesela işimizi daha iyi yapıp,en iyi olmak gibi.
                                                                 ***
Zor olduğunu düşündüğünüz bir bölümü seçtiyseniz onu yapmak istediğiniz için  seçmişsinizdir , o bölümün sizin için olduğunu düşünmüşsünüzdür muhtemelen o zaman bölüm zor ,dersler ağır demek ,nöbet var demek biraz tutarsızlık olsa gerek.

Bana dersler nasıl ağırmı denildiğinde,cevabım; kolay ne var ki tarzında veya buna benzer oluyor.

Anlamsız kısır döngünün kırılması dileğiyle..
                                                               

Franz Kafka

Hiç okumadım Kafka'yı. Çok duydum adını ama benim için hep bir köşede kalmıştı. İlköğretim boyunca kütüphaneye gittiğimde veya lisede her kitap satın aldığımda Kafka ismi çarpardı gözüme ama nedense elim gitmedi kitaplarını almaya,nedense tanışamadım onun fikirleriyle,bu geçen zaman kayıp mı benim için bilemiyorum.

Bu hafta sonu benim için biraz da sürpriz oldu,sanki uzun zamandır karşılaşmayı bekliyormuşum,zihnimin bir köşesinde,bilinmezlik köşesindeki Kafka'yla. Bu hafta sonu beğendiğim yazarlardan Elif Şafak,çok güzel bir Kafka tasviri yaptı. Bendeki bu bilinmezlik halide ortadan kalkmış oldu,şimdi daha çok merak ediyorum Kafka'yı,şimdi daha çok okumak istiyorum kitaplarını.

Beni etkileyen en çok da Elif Şafağın bu dedikleri olsa gerek;

Yazı yazmayı o kadar seviyordu ki tüm olumsuzluklara rağmen bu tutkusundan vazgeçmedi.Ama bu madalyonun sadece bir yüzü.Bir de arkası var.Karanlıkta kalan yanı.Yazıya olan tüm saygısına ve aşkına rağmen Kafka ne yazdıysa yaktı,yaktı.
Geride bir şey bırakmamaya yeminli gibiydi.

Merhaba

Gecenin bu saatinde soyundum bu işe.Uzun zamandır aklımdaydı uğraş vermek buna.Beklentim ilgilenilmek,takip edilmek,beğenilmek değil aslında,çoğu blog yazarı gibi kendi özelimi anlatmak da değil derdim.

İlginç bulduğum,ders çıkarılabilecek birşeyler karalamak,yaşadığımız güzel anları burada kalıcı hale getirmek birazda beklentim.

Yeri gelir,futbol takımımdan bahsederim,yeri gelir galatasaraydan,ara ara sizleri yaşadığımız komik diyaloglarla gülümsetir,bununla da yetinmeyip arada kendimizi dış dünyadan uzaklaştırır düşüncelere sevkederiz ruhlarımızı.

Takip eden olur olmaz,az  olur çok olur; ben burada ileride bakacağım birşeyler oluşturmak istiyorum.Sizlerin eleştrileriyle de daha güzelini bulacağım...

Haydi bakalım...